Eğitim İş Kütahya Şubesi

12 OCAK 2023 İŞ BIRAKMA EYLEMİ VE BASIN AÇIKLAMAMIZ

Sendika Haberleri

12 OCAK 2023 İŞ BIRAKMA EYLEMİ VE BASIN AÇIKLAMAMIZ

FOTOĞRAF GALERİSİ İÇİN TIKLAYINIZ

 

Basın Açıklaması:

YÜZDE 30 HAKARETİNİ KABUL ETMİYORUZ!

Yanlış ekonomi politikaları, halkı değil rantı düşünerek alınan kararlar ile ülkeyi derin bir ekonomik krizin ortasına getiren AKP iktidarı, açıkladığı trajik zam oranıyla kamu emekçisini sefalete terk ettiğini resmiyete kavuşturmuştur.

Tarafsız ve şeffaf bir devlet kurumundan çok AKP’nin rakamlarla oynama şirketi gibi çalışan TÜİK’in, marketlerdeki etiketlerin her gece değiştiği bu ağır enflasyon ortamında son 6 ayın enflasyonunu yüzde 15 olarak açıklamasıyla başlayan tiyatro, bu gerçekdışı rakam baz alınarak kamu emekçisine ve emekliye adına zam bile denemeyecek bir ücret artışının reva görülmesiyle son bulmuştur.

Bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı ve müjde olarak duyurduğu yüzde 30’luk ücret artışı kelimenin tam anlamıyla emeğimize hakaret, gerçeklere ihanettir.

Motorlu taşıtlar vergisi ile emlak vergisinin yüzde 61; birçok ceza ve vergiyi belirleyen Yeniden Değerleme Oranı yüzde 123, asgari ücret yüzde 54 artarken zaten ağır bir geçim sıkıntısı içindeki kamu emekçisine verilen yüzde 30 ücret artışına “müjde” diyebilmek için gerçeklikten kopmak gereklidir.

Nedir apaçık ortada olan gerçek:

Ülke genelinde kira ortalaması 6 bin 500 olmuştur.

Ailelerin en çok tükettiği, insan sağlığı için şart olan 64 ana gıda maddesi 2022’nin Aralık ayında, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 137 zamlanmıştır.

2022’de aylık ortalama gıda fiyatları yüzde 150,5 artmıştır. Özelleştirmelerle beraber her ay kontrolsüzce kabaran faturalar, kamu emekçisinin maaşının neredeyse 3’te birini eritmektedir.

Soruyoruz: TÜİK hangi ülkede yaşıyor? Bu enflasyon oranları hangi market fiyatlarına göre, hangi faturalara bakılarak belirleniyor? TÜİK’in açıkladığı gerçekdışı yıllık enflasyon oranının yarısından bile az olan bu ücret artışına müjde derken, aklımızla alay ederken hiç mi vicdanınız sızlamıyor?

Üstelik bir hitabet makyajıyla kapatmaya çalışsalar da bu açıklanan rakamın yaklaşık yüzde 16’sı zam değil enflasyon farkıdır.

Devlette çalışmak hiç bu kadar değersiz ve emek ziyanı bir hale getirilmemişti. Kamu emekçisinin alın teri hiç bu kadar hiçe sayılmamış, aklıyla hiç bu kadar alay edilmemişti.

Her zaman emeğin onuru için mücadele eden Eğitim-İş olarak altını çiziyoruz ki kamu emekçileri bu hakareti kabul etmeyecek; etmeyeceğiz!

Emeğimizi bu kadar değersizleştiren, bize sefaleti hak görenleri de bu rezil tabloda emeği büyük olan, bugün utançtan başlarını öne eğecekleri yerde Erdoğan’ın konuşmalarını pişkin bir coşkuyla, avuçları kızarıncaya kadar alkışlayan sarı sendika yöneticilerini de unutmayacağız!

Cumhurbaşkanı’nın “müjde” konuşmasında tek bir doğru yer vardı: “Sendikacılık, salt ücret pazarlığı yapmak değildir. İster kamu ister özel sektör olsun, emekçinin hukukunu savunmaktır. Sendikalar da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer alır.” Bu söze katılıyoruz ve tam da bunu yapacağız!

Her zaman eğitim emekçisinin maddi ve manevi tüm hak ve sorunları için mücadele eden Eğitim-İş olarak, kamuda çalışıyor olmanın her anlamda bu kadar değersizleştirilmesine izin vermeyeceğiz!

Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş ve onun çatısı altındaki mücadele yoldaşlarımız olan sendikalarla birlikte, Cumhurbaşkanı’nın altını çizdiği gibi hak, hukuk ve adalet mücadelesi vereceğiz! Bu hakareti ve sefaleti reddedeceğiz! Emekçinin alın terini pazarlık masalarında 3 kuruşa satarak kendine konfor alanı yaratan sarı sendikacılara inat, sendikacılık nasıl yapılır, hak nasıl aranır, emeğin haysiyeti nasıl korunur göstereceğiz!  12 Ocak 2023 tarihinde üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacak ve insanlık onuruna yaraşır bir ücret artışı sağlanana kadar eylemliliğimizi sürdüreceğiz.

                                                                                  MERKEZ YÖNETİM KURULU

 

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

KÜTAHYA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE SİYAH ÇELENK BIRAKTIK VE BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLEDİK

Çağ dışı müfredat ve öğretmene düşman ÖMK'yı protesto etmek için Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğüne siyah çelenk bıraktık ve basın açıklaması düzenledik.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ.

Basın Açıklamamız:

ÖĞRETMENLİĞİ BİTİRME KANUNUNA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!
 
​Uzun bir süredir halkın istemediği, razı olmadığı, fayda bulmadığı kararları; halka rağmen çıkartarak, ülkemizin köklü demokrasi kültürünü hiçe sayan iktidar, bir gericileştirme laboratuvarı olarak gördüğü eğitim alanında da bu “ben yaptım oldu”cu tavrını sürdürmektedir.
​Sadece mesleğimizin değil, milli eğitim sisteminin de üzerine kara bir bulut gibi çöken Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin, uzmanların, eğitimin diğer bileşenleri ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen, bu hafta TBMM’den geçirilmek istenmektedir.
​Eğitim-İş olarak, en başından beri bu kanun tasarısının hem var edilme biçimine hem de içeriğine dair mücadele verdik.
Eğitim emekçilerine fikri dahi sorulmadan hazırlanan ÖMK’nin;
* Öğretmenliğin, zaten bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını;
* Öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini, mesleki tecrübelerini görmezden geldiğini;
* Öğretmenleri, ülkede diploması geçersiz sayılacak tek meslek grubu haline getireceğini;
* Zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi kategoriler altında sömürülen öğretmenlerin bu vesileyle bir kez daha ayrıştırılacağını ve okullardaki çalışma barışının baltalanacağını;
* Kurulmak istenen Milli Eğitim Akademisinin, tanım ve işleyişindeki belirsizlikler nedeniyle, tıpkı mülakat sistemi gibi aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini;
* Halihazırda liyakatsizce atanmış eğitim yöneticilerinin yarattığı haksızlıklarla boğuşan eğitim emekçilerinin üzerindeki mobbing baskısını, daha da artıracağını;
* Bu kanunda öğretmenlerin özlük haklarını, ekonomik ve çalışma koşullarını iyileştirecek hiçbir madde olmadığını;
* Kangren haline gelmiş atanmayan öğretmenler sorununun, özel okul öğretmenlerinin vahim durumunun, ücretli adı altında sömürülen yüzbinlerce eğitim emekçisinin halinin görmezden gelindiğini; defalarca söyledik.
 
​Bu konuda MEB’e raporlar, Anayasa Mahkemesine somut görüşler sunduk. Alanlara çıktık. ÖMK’ye karşı yükselen itirazı örgütledik; yıllardır yan yana dahi gelmemiş eğitim sendikalarının alanlarda ortak ses çıkarmasına ön ayak olduk.
Ama şimdi, bunca mücadeleye ve somut itiraza rağmen; bu kanun Meclisten, iktidarın oradaki aritmetiğinin de verdiği özgüvenle geçirilmek isteniyor. Milletin egemenliğinin sembolü olan Meclisten; milletin aleyhine, milli eğitim sisteminin aleyhine, geleceğimizin aleyhine bir kanun geçirilecekken, bizlerin eli kolu bağlı oturması bekleniyor.
 
​Bugün hem Milli Eğitim Bakanlığının önünden hem de Türkiye’nin tüm illerindeki alanlardan sesleniyoruz:
Boyun eğmeyeceğiz! Mesleğimizi, uzmanlığımızı, saygınlığımızı çiğnemenize müsaade etmeyeceğiz! Sadece bu kadar da değil; eğitimi tarikatlara, gözünü kâr hırsı bürümüş patronlara her gün biraz daha terk etme planınıza karşı, içinde Cumhuriyet ve bilim olmayan gerici müfredatınıza karşı verdiğimiz mücadeleyi de sürdüreceğiz!
Birbirimize, okullarımıza, Başöğretmenimizin bizlere emanet ettiği öğrencilerimize sahip çıkacağız! İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz!
* ÇAĞDIŞI MÜFREDATINIZI TANIMIYORUZ
* EĞİTİMDE TARİKAT VE CEMAATLERE GEÇİT VERMEYECEĞİZ
* ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUNA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
* CUMHURİYET DERSİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ

DEVAMI

BASIN AÇIKLAMAMIZ

Çağ dışı müfredat ve öğretmeni yok sayan ÖMK'ya karşı Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) bileşenleri ile birlikte Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledik. 

Fotoğraflar için tıklayınız.

Basın açıklamamız:

Değerli meslektaşlarımız, saygıdeğer eğitimciler ve duyarlı kamuoyuna sesleniyoruz

Eğitim sistemimizi yıllardır sistematik olarak gericileştiren, piyasacılaştıran, niteliksizleştiren iktidar, yakın zamanda “milli”sini yok ettiği milli eğitim sistemimizde bu kez “eğitimi” de parçalamaya başlamıştır. Bunu da arka arkaya ortaya koyduğu iki taslakla, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli isimli müfredat taslağı ve daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ile yapmaya çalışmaktadır. Bu taslaklar, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşma, Atatürk ve Cumhuriyeti yok sayma, öğretmenin diplomasını geçersiz kılma ve öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma gibi tehlikeli adımları temsil ediyor.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlığı altında dayatılmaya çalışılan program, Bakan Tekin’in de itiraf ettiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayalini gerçekleştirmek için hazırlanmıştır.  Ancak "Cumhuriyet sizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesiller ister." diyen Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde hem de 100. Kuruluş yılında Milli Eğitim programı olarak kabul edilemez. Kabul etmiyoruz! Sayın Tekin’e buradan sesleniyorum, Milli Eğitim Bakanlığı, bir parti başkanının seçimlerde taahhüt ettiği ideallerini gerçekleştirme yeri değil! Oturduğunuz o koltuk Cumhuriyet’le hesaplaşma yeri değil! 
İçinde Atatürk’ün, Cumhuriyet’in, yurttaşlığın olmadığı, bilimdışı, çağdışı müfredatı; öğretmeni yok sayan, diplomasını geçersiz kılan meslek kanunu kabul etmiyoruz!
Bu müfredat, bizlerin ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirilmiştir. Dini derslerin artış gösterdiği, bilimsel derslerin geriletildiği, ülke tarihinin çarpıtılarak anlatıldığı, konu ve anlam sıralaması bile yanlış şekilde yapılan bu müfredat, bilimsellikten daha da uzak bir eğitimin başlangıç düğmesi olmuştur. İktidarın sorgulamayan nesiller yaratma gayreti bu müfredatta vücut bulmuştur.
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri olan laiklik, eğitim sistemimizin de temel taşıdır. Eğitimimiz, Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde her türlü dogmadan ve ideolojiden uzak, bilimsel gerçeklere dayalı olmalıdır. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" isimli taslak ise laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşarak, belli bir ideolojinin dayatılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu taslak, eğitim sistemimizi geriletecek bir adımdır.  Öğrencilerimizi ezberci ve dogmatik bir eğitim sistemine mahkum edecek ve onları 21. yüzyılın bilgi ve becerilerine sahip bireyler olmaktan alıkoyacak bir adımdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ise adeta öğretmenlik mesleğini yok sayıyor, öğretmenin diplomasını geçersiz kılıyor. 
ÖMK yani Öğretmene mobbing kanunu! Öğretmenin adı var, fikri yok, değeri yok!
Diploması geçersiz kılınmak istenen tek meslek öğretmenlik! Üniversite mezuniyeti, uzmanlık belgesi olan diploması artık yok hükmünde! 
Öğretmenleri, unvanlarla kategorize etmeye, eğitim barışını bozmaya devam! 
Sınav yok ama Milli Eğitim Akademisi var! Muğlak ifadelerle idareye disiplin hükümleri üzerinden yetkiler var! 
Özel okul öğretmenlerinin talepleri yok! 
İktidar kendisini devletin sahibi yerine koyuyor! 
Devlete alınacak memura, görevde kalmasına, yükselmesine ben karar veririm diyor!
Bu girişim AKP’nin kendi memurunu seçme yöntemidir! Anayasayı yok saymadır! Kamuda personel alımında, Anayasaya aykırı köklü bir değişikliktir! Yakın zamanda tüm bakanlıklarda bu uygulamalara başlamak niyetinde oldukları nettir! 
Tekrar vurguluyoruz, siyasi iktidarlar devletin sahibi değildir! Atatürk'ün kurduğu ve Cumhuriyetin temel taşı olan laik ve bilimsel eğitim sistemi, bu taslaklar ile yok edilmek isteniyor. Öğretmenlik mesleği ise itibarsızlaştırılarak, eğitimdeki nitelik düşürülmeye çalışılıyor. Bu taslaklar, sadece eğitimi değil, tüm toplumu olumsuz etkileyecek ve Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atacak adımlardır.
Bu taslaklara karşı sessiz kalmamalıyız. Laiklik ve bilimsel eğitimden taviz vermeden, Atatürk ve Cumhuriyeti savunarak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını korumak için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
Sesimizi yükseltelim, bu gerici adımları durduralım!
Eğitimde laiklik, bilimsellik ve öğretmenlik onuru için hep birlikte mücadeleye!
Atatürk'ün izinden yürümeye, Cumhuriyet değerlerini korumaya devam edelim!

DEVAMI

Başkanımız

baskan
Alpaslan KANTARCIOĞLU
Şube Başkanı

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • SİYAH ÇELENK VE BASIN AÇIKLAMASI
  • 14 HAZİRAN 2024 ÖMK VE ÇAĞ DIŞI MÜFREDATA KARŞI BASIN AÇIKLAMAMIZ
  • 2023 HAZİRAN - SENE SONU BİRLİK VE DAYANIŞMA KAHVALTIMIZ
  • ÇAĞRIMIZDIR!

Videolar

  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013
  • 7. YILIMIZDA GÜÇLÜYÜZ,GURURLUYUZ