Eğitim İş Kütahya Şubesi

İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET, VERGİDE ADALET İSTİYORUZ!

Sendika Haberleri

İNSANCA YAŞAYACAK ÜCRET, VERGİDE ADALET İSTİYORUZ!

Ülkedeki ekonomik krizi, açlığı, yoksulluğu ve enflasyonu yok sayan AKP iktidarını, açıkladığı sahte enflasyon oranıyla kamu çalışanlarının yoksulluk sınırı altında ücretlere mahkum edilmesine alet olan TÜİK’i,  tüm Türkiye’de alanlarda protesto ettik, “İnsanca yaşayacak ücret, vergide adalet” istedik. 
Ankara’da Ulus Atatürk Anıtı önünde, gerçekleştirdiğimiz eyleme Genel Başkanımız Kadem Özbay, Genel Mali Sekreterimiz Hüseyin Selçuk, Genel Örgütlenme Sekreterimiz Şenol Eyüboğlu, Genel Özlük Hukuk ve TİS Sekreterimiz Orhan Yıldırım, Genel Basın Yayın ve Uluslararası İlişkiler Sekreterimiz Emine Çalık, Ankara 1,2 ve 3 No’lu Şubelerimizin Yönetim Kurulu Üyeleri, Konfederasyonumuz Birleşik Kamu-İş Genel Başkanı Mehmet Balık, bağlı sendikaların Yönetim Kurulu Üyeleri, CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ile Sendikalar ve Konfederasyonlar Platformu temsilcileri katıldı. 
Genel Başkanımız Kadem Özbay, basın açıklamasında şunları kaydetti:
“Yanlış ekonomi politikaları sonucu ülkenin içine sokulduğu ekonomik buhrana karşı halkın gösterdiği haklı tepkileri dindirmek için seçim şekerleri dağıtmaya başlayan iktidar, ufacık iyileştirmeleri devasa reformlar gibi ambalajlamaya devam etmektedir. Bunun en çarpıcı örneği ise müjde nidalarıyla açıklanan yeni gelir vergisi dilimleridir.
Yeni vergi dilimlerinde kamu emekçisinin yılın başında aldığı maaşın yılın daha ortası olmadan erimeye başlaması ayıbı ortadan kaldırılmamış, sadece kısmi olarak iyileştirilmiştir. Vergi dilimi tutarlarının Yeniden Değerleme Oranının (YDO) altında artırılması nedeniyle kamu emekçilerinin yılın başında ceplerine giren ücret birkaç ay içinde yine azalamaya başlayacaktır. Bu değişiklikle kamu emekçisinin maaşının sadece birkaç ay daha geç erimesi sağlanmış; yani soygun baki kalmış, oranı değiştirilmiştir.
Müjde adı altında biz eğitim emekçilerine dayatılan gerçeklik şudur:
- Bizler zaten açlık sınırının sadece biraz üstünde, yoksulluk sınırının yarısından bile az ücretler alırken,
- Yüzde 90’ımız kredi kartı borcumuzu ödemekte, yüzde 91’imiz çocuklarımızın eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken,
- Yüzde 62’mizin geliri, giderimizden az iken ve yüzde 92’imiz geçinmek için ek işler arıyorken,
- Durdurulamayan döviz kuru, asgari ücret zammının piyasalara yansıması gibi etkenler nedeniyle tüm mal ve hizmetlerin fiyatının günaşırı artacağı ortadayken,
- Kalantor iş insanlarının, yandaş müteahhitlerin, ihale vurguncuların vergi borçları düzenli olarak silinip, kamu bankaları onlar için seferber ediliyorken,
Yöneticiler, bizlere “gel senin şu gelirinden dilim dilim gelir vergisi alalım. Ama korkma, zaten senin bir üst dilime geçecek kadar para kazanmana müsaade etmeyeceğim için senin dilimin bu” demektedir.
Üstelik ÖMK adı altında öğretmenleri yeni sıfatlarla ayrıştıran iktidarın açıkladığı bu vergi dilimi, uzmanlık unvanını alan meslektaşlarımızı, yılın sonlarına doğru bir üst vergi dilimine girecekleri için daha da mağdur edecek; iktidar onlara kaşıkla verdiğini yine kepçeyle almış olacaktır.
Sözde yetkili sarı sendikaların memnuniyet ve pişkinlikle karşıladığı vergi adaletsizliğinin iç yüzü budur. Bu soygunu kabul etmiyoruz! İnsanca koşullarda çalışarak, insanlık onuruna yaraşır ücretler alarak, adil bir vergilendirme çerçevesinde vergi ödemek istiyoruz!
Dünyada Başöğretmen ünvanlı bir liderin kurduğu tek ülke olan Türkiye Cumhuriyeti'nde eğitim emekçilerinin aldığı sefalet ücretini kabul etmiyoruz
Eğitim emekçisinin evine boynu bükük, sınıfına düşünceli girdiği bir sistemde; eğitimden de gelecekten de bahsedilemeyeceğinin altını çiziyoruz.
Tüm kamu çalışanları için vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesi gerektiğini, aksinin vergi adaletsizliğini daha da büyüteceğini vurguluyoruz.
EKMEĞİMİZİ AKP VE TÜİK DEĞİL MÜCADELEMİZ BELİRLEYECEK!
Tarafsızlığını korumayarak, siyasi iktidardan emir alarak rakamlar üzerinde oynayan ve sahte enflasyon oranıyla aşımıza ekmeğimize el koyulmasına alet olan TÜİK yıllık enflasyon oranını yüzde 64,2 olarak açıkladı. 
Ülkedeki ekonomik krizi, açlığı, yoksulluğu ve enflasyonu yok sayan AKP iktidarı ve TÜİK utanmasa bu ülkede enflasyon yok diyecek. 
Ama biz emekçiler, halkı kandıranları, halkın sofrasındaki ekmeği, zeytini çalanları, halkın ulaşım hakkını, çocuklarının eğitim hakkını, sağlık hakkını gasp edenleri, iktidarın borazancılığından tetikçiliğinden öteye geçmeyenleri asla unutmayacağız. 
Kamu emekçilerini ve yurttaşları açlığa, sefalete mahkûm eden enflasyon oranını ve zamları kabul etmiyoruz. Kamu çalışanlarını, yoksulluk sınırının altında yaşamaya mahkûm eden AKP iktidarının uyguladığı emek karşıtı politikalar karşısında, tüm emek örgütlerinin mücadele alanını genişleterek ortak tavır almaya çağırıyoruz. Ekmeğimizi AKP ve TÜİK değil mücadelemiz belirleyecek!”

KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER

KÜTAHYA İL MİLLİ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜNE SİYAH ÇELENK BIRAKTIK VE BASIN AÇIKLAMASI DÜZENLEDİK

Çağ dışı müfredat ve öğretmene düşman ÖMK'yı protesto etmek için Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğüne siyah çelenk bıraktık ve basın açıklaması düzenledik.

FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ.

Basın Açıklamamız:

ÖĞRETMENLİĞİ BİTİRME KANUNUNA ASLA BOYUN EĞMEYECEĞİZ!
 
​Uzun bir süredir halkın istemediği, razı olmadığı, fayda bulmadığı kararları; halka rağmen çıkartarak, ülkemizin köklü demokrasi kültürünü hiçe sayan iktidar, bir gericileştirme laboratuvarı olarak gördüğü eğitim alanında da bu “ben yaptım oldu”cu tavrını sürdürmektedir.
​Sadece mesleğimizin değil, milli eğitim sisteminin de üzerine kara bir bulut gibi çöken Öğretmenlik Meslek Kanunu; öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin, uzmanların, eğitimin diğer bileşenleri ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen, bu hafta TBMM’den geçirilmek istenmektedir.
​Eğitim-İş olarak, en başından beri bu kanun tasarısının hem var edilme biçimine hem de içeriğine dair mücadele verdik.
Eğitim emekçilerine fikri dahi sorulmadan hazırlanan ÖMK’nin;
* Öğretmenliğin, zaten bir uzmanlık mesleği olduğu gerçeğini hiçe saydığını;
* Öğretmenlerin diplomalarını, birikimlerini, mesleki tecrübelerini görmezden geldiğini;
* Öğretmenleri, ülkede diploması geçersiz sayılacak tek meslek grubu haline getireceğini;
* Zaten sözleşmeli, ücretli, kadrolu gibi kategoriler altında sömürülen öğretmenlerin bu vesileyle bir kez daha ayrıştırılacağını ve okullardaki çalışma barışının baltalanacağını;
* Kurulmak istenen Milli Eğitim Akademisinin, tanım ve işleyişindeki belirsizlikler nedeniyle, tıpkı mülakat sistemi gibi aydın eğitimcileri sistemden ayıklama ve yandaşları ödüllendirme görevi göreceğini;
* Halihazırda liyakatsizce atanmış eğitim yöneticilerinin yarattığı haksızlıklarla boğuşan eğitim emekçilerinin üzerindeki mobbing baskısını, daha da artıracağını;
* Bu kanunda öğretmenlerin özlük haklarını, ekonomik ve çalışma koşullarını iyileştirecek hiçbir madde olmadığını;
* Kangren haline gelmiş atanmayan öğretmenler sorununun, özel okul öğretmenlerinin vahim durumunun, ücretli adı altında sömürülen yüzbinlerce eğitim emekçisinin halinin görmezden gelindiğini; defalarca söyledik.
 
​Bu konuda MEB’e raporlar, Anayasa Mahkemesine somut görüşler sunduk. Alanlara çıktık. ÖMK’ye karşı yükselen itirazı örgütledik; yıllardır yan yana dahi gelmemiş eğitim sendikalarının alanlarda ortak ses çıkarmasına ön ayak olduk.
Ama şimdi, bunca mücadeleye ve somut itiraza rağmen; bu kanun Meclisten, iktidarın oradaki aritmetiğinin de verdiği özgüvenle geçirilmek isteniyor. Milletin egemenliğinin sembolü olan Meclisten; milletin aleyhine, milli eğitim sisteminin aleyhine, geleceğimizin aleyhine bir kanun geçirilecekken, bizlerin eli kolu bağlı oturması bekleniyor.
 
​Bugün hem Milli Eğitim Bakanlığının önünden hem de Türkiye’nin tüm illerindeki alanlardan sesleniyoruz:
Boyun eğmeyeceğiz! Mesleğimizi, uzmanlığımızı, saygınlığımızı çiğnemenize müsaade etmeyeceğiz! Sadece bu kadar da değil; eğitimi tarikatlara, gözünü kâr hırsı bürümüş patronlara her gün biraz daha terk etme planınıza karşı, içinde Cumhuriyet ve bilim olmayan gerici müfredatınıza karşı verdiğimiz mücadeleyi de sürdüreceğiz!
Birbirimize, okullarımıza, Başöğretmenimizin bizlere emanet ettiği öğrencilerimize sahip çıkacağız! İşimizi yapacak ve size ders vereceğiz!
* ÇAĞDIŞI MÜFREDATINIZI TANIMIYORUZ
* EĞİTİMDE TARİKAT VE CEMAATLERE GEÇİT VERMEYECEĞİZ
* ÖĞRETMENLİK MESLEK KANUNUNA BOYUN EĞMEYECEĞİZ
* CUMHURİYET DERSİ VERMEYE DEVAM EDECEĞİZ

DEVAMI

BASIN AÇIKLAMAMIZ

Çağ dışı müfredat ve öğretmeni yok sayan ÖMK'ya karşı Laik ve Bilimsel Eğitim Platformu (LABEP) bileşenleri ile birlikte Kütahya İl Milli Eğitim Müdürlüğü önünde basın açıklaması düzenledik. 

Fotoğraflar için tıklayınız.

Basın açıklamamız:

Değerli meslektaşlarımız, saygıdeğer eğitimciler ve duyarlı kamuoyuna sesleniyoruz

Eğitim sistemimizi yıllardır sistematik olarak gericileştiren, piyasacılaştıran, niteliksizleştiren iktidar, yakın zamanda “milli”sini yok ettiği milli eğitim sistemimizde bu kez “eğitimi” de parçalamaya başlamıştır. Bunu da arka arkaya ortaya koyduğu iki taslakla, Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli isimli müfredat taslağı ve daha önce Anayasa Mahkemesi’nden dönen Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ile yapmaya çalışmaktadır. Bu taslaklar, laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşma, Atatürk ve Cumhuriyeti yok sayma, öğretmenin diplomasını geçersiz kılma ve öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırma gibi tehlikeli adımları temsil ediyor.
Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli başlığı altında dayatılmaya çalışılan program, Bakan Tekin’in de itiraf ettiği üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hayalini gerçekleştirmek için hazırlanmıştır.  Ancak "Cumhuriyet sizden 'fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür' nesiller ister." diyen Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nde hem de 100. Kuruluş yılında Milli Eğitim programı olarak kabul edilemez. Kabul etmiyoruz! Sayın Tekin’e buradan sesleniyorum, Milli Eğitim Bakanlığı, bir parti başkanının seçimlerde taahhüt ettiği ideallerini gerçekleştirme yeri değil! Oturduğunuz o koltuk Cumhuriyet’le hesaplaşma yeri değil! 
İçinde Atatürk’ün, Cumhuriyet’in, yurttaşlığın olmadığı, bilimdışı, çağdışı müfredatı; öğretmeni yok sayan, diplomasını geçersiz kılan meslek kanunu kabul etmiyoruz!
Bu müfredat, bizlerin ve ilerici kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirilmiştir. Dini derslerin artış gösterdiği, bilimsel derslerin geriletildiği, ülke tarihinin çarpıtılarak anlatıldığı, konu ve anlam sıralaması bile yanlış şekilde yapılan bu müfredat, bilimsellikten daha da uzak bir eğitimin başlangıç düğmesi olmuştur. İktidarın sorgulamayan nesiller yaratma gayreti bu müfredatta vücut bulmuştur.
Atatürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti'nin temel ilkelerinden biri olan laiklik, eğitim sistemimizin de temel taşıdır. Eğitimimiz, Atatürk ilke ve devrimleri çerçevesinde her türlü dogmadan ve ideolojiden uzak, bilimsel gerçeklere dayalı olmalıdır. "Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli" isimli taslak ise laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşarak, belli bir ideolojinin dayatılmasına zemin hazırlamaktadır. Bu taslak, eğitim sistemimizi geriletecek bir adımdır.  Öğrencilerimizi ezberci ve dogmatik bir eğitim sistemine mahkum edecek ve onları 21. yüzyılın bilgi ve becerilerine sahip bireyler olmaktan alıkoyacak bir adımdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu taslağı ise adeta öğretmenlik mesleğini yok sayıyor, öğretmenin diplomasını geçersiz kılıyor. 
ÖMK yani Öğretmene mobbing kanunu! Öğretmenin adı var, fikri yok, değeri yok!
Diploması geçersiz kılınmak istenen tek meslek öğretmenlik! Üniversite mezuniyeti, uzmanlık belgesi olan diploması artık yok hükmünde! 
Öğretmenleri, unvanlarla kategorize etmeye, eğitim barışını bozmaya devam! 
Sınav yok ama Milli Eğitim Akademisi var! Muğlak ifadelerle idareye disiplin hükümleri üzerinden yetkiler var! 
Özel okul öğretmenlerinin talepleri yok! 
İktidar kendisini devletin sahibi yerine koyuyor! 
Devlete alınacak memura, görevde kalmasına, yükselmesine ben karar veririm diyor!
Bu girişim AKP’nin kendi memurunu seçme yöntemidir! Anayasayı yok saymadır! Kamuda personel alımında, Anayasaya aykırı köklü bir değişikliktir! Yakın zamanda tüm bakanlıklarda bu uygulamalara başlamak niyetinde oldukları nettir! 
Tekrar vurguluyoruz, siyasi iktidarlar devletin sahibi değildir! Atatürk'ün kurduğu ve Cumhuriyetin temel taşı olan laik ve bilimsel eğitim sistemi, bu taslaklar ile yok edilmek isteniyor. Öğretmenlik mesleği ise itibarsızlaştırılarak, eğitimdeki nitelik düşürülmeye çalışılıyor. Bu taslaklar, sadece eğitimi değil, tüm toplumu olumsuz etkileyecek ve Türkiye'nin geleceğini tehlikeye atacak adımlardır.
Bu taslaklara karşı sessiz kalmamalıyız. Laiklik ve bilimsel eğitimden taviz vermeden, Atatürk ve Cumhuriyeti savunarak, öğretmenlik mesleğinin saygınlığını korumak için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
Sesimizi yükseltelim, bu gerici adımları durduralım!
Eğitimde laiklik, bilimsellik ve öğretmenlik onuru için hep birlikte mücadeleye!
Atatürk'ün izinden yürümeye, Cumhuriyet değerlerini korumaya devam edelim!

DEVAMI

Başkanımız

baskan
Alpaslan KANTARCIOĞLU
Şube Başkanı

Etkinlik Takvimi

Foto Galeri

  • SİYAH ÇELENK VE BASIN AÇIKLAMASI
  • 14 HAZİRAN 2024 ÖMK VE ÇAĞ DIŞI MÜFREDATA KARŞI BASIN AÇIKLAMAMIZ
  • 2023 HAZİRAN - SENE SONU BİRLİK VE DAYANIŞMA KAHVALTIMIZ
  • ÇAĞRIMIZDIR!

Videolar

  • Eğitim İş 10. Yıl Filmi
  • KURULUŞUMUZUN 9. YILINI KUTLUYORUZ
  • Eğitim-İş Sinevizyon Şubat – 2013
  • 7. YILIMIZDA GÜÇLÜYÜZ,GURURLUYUZ